17 Şubat 2014 Pazartesi

Paraglasiyal Yerşekilleri



Paraglasiyal şekiller buzulların gerilemesi, arazinin hızlı bir değişime maruz kalmasıyla oluşmaktadır. Buzul buzu içermemektedirler; bunun yerine glasyon, deglasyon arası şekillerin paraglasial şekiller olduğu gözlenmektedir (Ballantyne, 2002). Bir kez buz ortadan kalktığında daha önce buzulların bulunduğu alanlarda bir takım değişiklikler ortaya çıkar. Vadi buzulları tarafından derine kazılan vadiler yamaç bozulmaları ve kaya düşmeleri açısından daha dengesiz ve kırılgan hale gelmektedirler. Buzul buzunun payanda gibi çalıştığı koşullar ortadan kalktıktan sonra yamaç gerilemesi ve kütle hareketleri daha hızlı gelişebilmektedir. Yamaçlarda kütle hareketleri başlarken, debris akmaları, kar çığları ve yamaç yıkanmaları tarafından hızlı yeniden işlenmeler vejetasyon örtüsünün oluşumuna izin vermemektedir. Buzulun cep he kısmında bulunan alanlar rüzgâr erozyonu ve donma hareketine maruz kalmaya başlamaktadır. Büyük miktarlarda buzul kökenli gevşek sediment akarsular tarafından taşınmakta ve dağıtılmaktadır. Orijinal yerinden kaldırılan ve taşınan bu malzemeler karasal, lakustrin (gölsel) ve deniz ortamlarında depolanabilmektedir. Rüzgâr tarafından kaldırılan daha imce taneli sedimentler, özellikle silt boyutundaki malzemeler binlerce kilometrelik yolu kat edip lös depoları olarak istiflenebilmektedir. Buzulsuzlaşmayı takip eden hızlandırılmış jeomorfolojik aktivite arazi koşulları buzullaşmasız (non-glacial) bir ortam haline gelinceye kadar 10.000 yıla kadar sürebilmektedir.
Ryder (1971a, 1971b) Kanada, British Colombia’da bulunan ve Geç Pleistosen buzulsuzlaşması (deglaciation) sonrasındaki debris akmaları ve akarsular tarafından glasiyal sedimentlerin yeniden işlenmesiyle oluşmuş alüvyal yelpazeleri açıklamak için ‘paraglasiyal’ terimini bulmuştur. Daha sonra Church and Ryder (1972, p. 3059) ‘paraglasiyal’ tanımını doğrudan buzullaşmadan (glaciation) kaynaklanan buzullaşmanın olmadığı (non-glacial) süreçler’ olarak formüle etmişlerdir. Bahsi geçen süreçlere proglasiyal ve ‘geçmişte var olan buzul buzu sınırları içinde ve çevresinde ortaya çıkan, geçmişte buzul buzunun varlığının doğrudan bir sonucu olan’ bütün süreçler dâhildir. Bundan başka paraglasiyal süreçlerin işlediği zamanı da ‘paraglasiyal dönem’ olarak dikkate almaktadırlar. Sonraki çalışmalarında sadece Geç Pleistosen buzulsuzlaşmasını değil buzul gerilemesinin bütün dönemlerini kapsayacak şekilde kavramlarını genişletmişlerdir (Church & Ryder, 1989).
Ballantyne (2002) her biri farklı paraglasiyal yerşekilleri ve sediment fasiyeslerine sahip olan altı adet paraglasiyal ‘arazi sistemi’ tanımlamaktadır;
1.      Kaya yamaçları,
2.      Kayma örtülü yamaçlar,
3.      Buzul önü araziler,
4.      alüvyal,
5.      Lakustrin (gölsel) ve
6.      Kıyı sistemleri.
Bu arazi sistemleri içinde yer alan talus birikimleri, debris konileri (kayşatlar) alüvyal fanlar, vadi dolguları, deltalar, kıyı okları (kıyı bariyerleri) gibi yapıların hepsinin bir arada değerlendirildiğinde, bu şekilleri, kesintili sediment basamakları içinde birer depolama bileşeni olarak tanımlanabilmektedir. Ortaya çıkan bu sediment depolarının materyal kaynakları bağlamında ele alındığında dört farklı birincil kaynağı bulunmaktadır. Bunlar ;
1.      Çıplak kaya duvarları,
2.      Malzeme örtülü yamaçlar,
3.      Vadi tabanı glasiyojenik (buzul kökenli) depolar
4.      Kıyısal buzul kökenli depolardır.
Bunlara ek olarak dört adet terminal sediment deposu bulunmaktadır.
1.      Alüvyal vadi dolgusu depoları
2.      Gölsel depolar
3.      Kıyısal ve sahil depoları
4.      Şelf ya da açık deniz depoları

KAYNAKLAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder